birgün oturuyordum ve bir drama tanık oldum.
22 Şubat 2011 Salı
10 Temmuz 2010 Cumartesi
25 Nisan 2010 Pazar
aslında biliyorum
18 Nisan 2010 Pazar
burası valensiya
ben burayı zamanla sevdim
öyle tutkuyla da baglanıcagım bi yer olmadı, olmicak
sakinligi boşlugu orda öylece duruşuyla
kendi karmaşık aklımı
iki yanı genç yasemin agaçlarıyla sıralı
kırmızı bisiklet yolundan, heryeri kaymak gibi orta yerdeki tümsek hariç,
uçsuz bucaksız görünen sahiline ulaştırdı
hayatımda bi pause gibi ,kendi içindede playı forward ı rewindı stopu da olan
limana gittigimde hic öylesine güçlü ve zavallı hissetmemiştim ozamana kadar
suyun o kadar akışkan oldugunu da farketmemiştim sanırım
eski zamanlarda kendimi bedenimden özgüleştirmek icin kendiliginden kafamda dogan
görüntülerden birinin; bir su gibi icinde bulundgum odaya sakin ve ıslak olmayan bi
biçimde eşit olarak yayıldıgım, olmasına rağmen
bi seçimdi buraya gelmem de, ya soguk ve karanlık kişilerin arasına düşücektim kuzeyde
ki hiç emin olamadım içimden geçen şiddetle o düşüncemiydi
ya da buraya gelecektim
buranın bi karmaşası yok hemde hiç
söylicek sözü de yok manalar yüklü taşları da yok
evet görmüş geçirmş ama hiç olmayabilirmiş de bunlar,
böyle avrupanın sol alt köşesinde,ülkenin sağ aşağı şeridinde
dertsiz tasasız duygusal gerilimden uzak, insanı büyüleyemyen başını hiç döndürmeyen
bi şehir burası..büyük hikayeleri yok, karmaşası yok, keyfi yerinde ama
sıradan işte
ilham vermiyor
ta ki kendi sakinliğinin tadını farkedene kadar

bir beşik kertmem olsaydı ona da böyle yaklaşırdım heralde
cok secenegim yoktu gelirken buraya ve aralarında en iyisi buydu
aşık etmiyor sizi kendine, öyle bi çabası da yok ama, gelip geçiceksiniz sonuçta burdan
o yasaminler hep kokucak zamanı gelince, ne farkedilmeyi beklicekler ne takdir edilmeyi
varoluşlarıyla oradalar işte
o andalar ve varlar.
öyle tutkuyla da baglanıcagım bi yer olmadı, olmicak
sakinligi boşlugu orda öylece duruşuyla
kendi karmaşık aklımı
iki yanı genç yasemin agaçlarıyla sıralı
kırmızı bisiklet yolundan, heryeri kaymak gibi orta yerdeki tümsek hariç,
uçsuz bucaksız görünen sahiline ulaştırdı
hayatımda bi pause gibi ,kendi içindede playı forward ı rewindı stopu da olan
limana gittigimde hic öylesine güçlü ve zavallı hissetmemiştim ozamana kadar
suyun o kadar akışkan oldugunu da farketmemiştim sanırım
eski zamanlarda kendimi bedenimden özgüleştirmek icin kendiliginden kafamda dogan
görüntülerden birinin; bir su gibi icinde bulundgum odaya sakin ve ıslak olmayan bi
biçimde eşit olarak yayıldıgım, olmasına rağmen
bi seçimdi buraya gelmem de, ya soguk ve karanlık kişilerin arasına düşücektim kuzeyde
ki hiç emin olamadım içimden geçen şiddetle o düşüncemiydi
ya da buraya gelecektim
buranın bi karmaşası yok hemde hiç
söylicek sözü de yok manalar yüklü taşları da yok
evet görmüş geçirmş ama hiç olmayabilirmiş de bunlar,
böyle avrupanın sol alt köşesinde,ülkenin sağ aşağı şeridinde
dertsiz tasasız duygusal gerilimden uzak, insanı büyüleyemyen başını hiç döndürmeyen
bi şehir burası..büyük hikayeleri yok, karmaşası yok, keyfi yerinde ama
sıradan işte
ilham vermiyor
ta ki kendi sakinliğinin tadını farkedene kadar
bir beşik kertmem olsaydı ona da böyle yaklaşırdım heralde
cok secenegim yoktu gelirken buraya ve aralarında en iyisi buydu
aşık etmiyor sizi kendine, öyle bi çabası da yok ama, gelip geçiceksiniz sonuçta burdan
o yasaminler hep kokucak zamanı gelince, ne farkedilmeyi beklicekler ne takdir edilmeyi
varoluşlarıyla oradalar işte
o andalar ve varlar.
14 Mart 2010 Pazar
bu benim kendi çimento-larımdan biri-m
döndügünü biliyorum aslında bi orda bi burda bi arada, sürekli ikilemlerle icinden cıkmak istedigin dısanda kalmayıysa hic istemedigin bazende bunun tersinin çok olağan.
an gelmişde sanki bi gazla, dogabilirim sanırım dünyada görücek şeyim var sonra dönüş için de bi çaresine bakarız -demişim gibi.
uzun saçları güzel müzikleri hep sevdim, 6 yaşındaydım ben en sevdigim abi bi eroinmandı,
top oynardı sahilde , izlerdim, kaleye gecerdi, hem kova burcuydu hem kaleciydi, espri anlayısım gelişti o günden bugüne ama o zamanda kova kaleci diye dalga geciyorum, itirafa gerek yok
soru sordugumda ona bana kaset verirdi, damardan başaldım ilk kaset gunsnroses idi,
kapagında spagettilerden bir kaçı o zamandan beri saçımda sallanır.
90lar, agır metaller gibiydi hafızamda.
sevgilisi oldu sonra benim bir 'ablam'. daha cok vakit gecirdik.
babası kerem diye cagırıyordu, biz bora,
hatırladıgım en net ilk anılarımdan biri.
sonrasında somut olarak hayatımda bulunmasada bilinçaltımda kapladıgı yer dünya üzerindeki su kütlesine yaklaşabilirdi
benim hayatımda ilk ölen insan o oldu, sanırım 2000 ya da ona yakın.
akmarın ruhunu ondan ögrendim
ve altın vurusun ne demek oldugunu,
az cok o zamanlara rast gelir, baska biri geldi cok sevdiğim, yine müzikle
ve şöyle dedi
" bazen kendimi bir çemberin içindeymişim gibi hissediyorum
o çemberde bir başkasının, ve sürekli başladığım yere varıyorum"
27 Şubat 2010 Cumartesi
la cosa
sabes que siempre ha sido extraño para mí, la clasificación de alguna cosa conforme a los géneros.porque siempre he defendido que si no tuviéramos géneros de todo el cosmos sería differente. Aunque trato de negar enérgicamente, muchas veces veo que el género hace la diferencia. negativo o positivo, no es importante. de la capacidad de nuestro cerebro son
similares de acuerdo conmigo. La cosa es que a través del tiempo que las personas crecen, todas las cosas que suceden y la forma de sus vidas se relaciona fundamentalmente con el género. Al principio, si eres un niño que comprarte ropa azul y rosa para una niña por supuesto! En mi opinión sobre algunos puntos, siendo de mente abierta y libre tienen conexiones con las cosas que usted puede dejar,agregar o administrar a los cambios. Aunque tú no lo hagas, lo importante es tener esa capacidad. Especialmente para el arte por supuesto. Lo que se hace en el lienzo o en el papel es un reflejo de usted. Como se desea mostrar a la gente. Y cada vez que reflexionar sobre el arte y yo de género de manera diferente ver cómo una mujer o un hombre desempeña su papel. Es extraño, pero de alguna manera puedo adivinar si una obra pertenece a una mujer o un hombre. Bueno, no siempre pero muchas veces.) Así que el vínculo que me han pasado fue como una sal de mis pensamientos acerca de estos,)
Y por supuesto el radio es más grande que la pintura, puede pensar en la escultura, la arquitectura o cualquier tipo de artes plásticas, etc .. Estaba centrado en la pintura.
bien; http://figurationfeminine.blogspot.com/
similares de acuerdo conmigo. La cosa es que a través del tiempo que las personas crecen, todas las cosas que suceden y la forma de sus vidas se relaciona fundamentalmente con el género. Al principio, si eres un niño que comprarte ropa azul y rosa para una niña por supuesto! En mi opinión sobre algunos puntos, siendo de mente abierta y libre tienen conexiones con las cosas que usted puede dejar,agregar o administrar a los cambios. Aunque tú no lo hagas, lo importante es tener esa capacidad. Especialmente para el arte por supuesto. Lo que se hace en el lienzo o en el papel es un reflejo de usted. Como se desea mostrar a la gente. Y cada vez que reflexionar sobre el arte y yo de género de manera diferente ver cómo una mujer o un hombre desempeña su papel. Es extraño, pero de alguna manera puedo adivinar si una obra pertenece a una mujer o un hombre. Bueno, no siempre pero muchas veces.) Así que el vínculo que me han pasado fue como una sal de mis pensamientos acerca de estos,)Y por supuesto el radio es más grande que la pintura, puede pensar en la escultura, la arquitectura o cualquier tipo de artes plásticas, etc .. Estaba centrado en la pintura.
bien; http://figurationfeminine.blogspot.com/
12 Ocak 2010 Salı
adıma
orda yerler hep ahşap
bazı seylerin uzagında kaldıgınızda anlarsınız,
ne kadar yakınındaysanız o kadar bulanık
ne kadar icindeyseniz o kadar karmasıktırlar
ben ordan,onun magmasına yaklastıgım noktalardan birinde kactım
topragı suclamıyorum, şiddetli güçlerle cevriliydim.
sonrasında kacıstan cok,sevdiginiz bir albümde iki parca arasındaki sessizlik
hissini yaratıcak bir sürec diyelim.
şimdi tekrar çıplak ayaklarım.
bazı seylerin uzagında kaldıgınızda anlarsınız,
ne kadar yakınındaysanız o kadar bulanık
ne kadar icindeyseniz o kadar karmasıktırlar
ben ordan,onun magmasına yaklastıgım noktalardan birinde kactım
topragı suclamıyorum, şiddetli güçlerle cevriliydim.
sonrasında kacıstan cok,sevdiginiz bir albümde iki parca arasındaki sessizlik
hissini yaratıcak bir sürec diyelim.
şimdi tekrar çıplak ayaklarım.
Kaydol:
Yorumlar (Atom)